İlişki sıkıntısını iyileştirmede çift terapileri, bireysel psikoterapi veya ilaç tedavileri kadar etkili ve kabul edilebilir duruma gelmişlerdir. Çift terapisinin bireysel psikoterapiden daha az etkili olduğunu düşünmek için hiçbir neden olmadığını gösteren bir çok çalışma mevcuttur. Uyumsuz çiftlerin ilişkilerinde bu terapilerden iyileşme beklenebilir. Özellikle ilişki sıkıntısı çiftler için önemli bir sorun olduğunda veya ilişkinin kalitesini düşürdüğünde çift terapileri endikasyon (belli bir sorun veya hastalık için etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış tedavi) oluşmaktadır.

Son yıllarda evlilik ve çift terapileri giderek çok daha fazla ihtiyaç haline gelmiştir. Günümüzde çift terapileri yaygın olarak kullanılıyor ve çok daha fazla erişilebilir durumdadır.

Davranışçı Çift Terapileri

Davranışçı çift terapilerinin (DÇT) temel taşı ortaya çıkan problemleri işlevsellik üzerinden ele almaktır. Bu yöntemde çiftin yaşadıkları zorluklara daha objektif bir bakış açısı geliştirmeleri amaçlanmıştır. Genel olarak, DÇT’nin odak noktası, ilişkide bedeller ödülleri aştığında uyumsuzluk ortaya çıkabileceğinden, çiftin yeni ve daha ödüllendirici iletişim ve etkileşim yolları bulmasına yardımcı olmaktır.

Bilişsel Çift Terapileri

Partnerler arasında çarpık inançlar yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor ve ilişkide karşılıklı öfke ve hayal kırıklıklarına neden olabiliyorlar. Bilişsel Çift Terapileri (BÇT) genel olarak, yanlış anlamaları belirleme ve düzeltme ile ilgilenir. BÇT’de temel amaç çiftlerin daha net düşünmesini sağlamaktır. Partnerler arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek ve böylece daha fazla zorluğun önlenmesine yardımcı olmaktır. BÇT, Bilişsel ve davranışçı terapi (BDT) genel ilkelerine dayanmaktadır. WEB sitemizde bilişsel ve davranışçı terapiler sayfasında bahsedildiği gibi ülkemizde kognitif ve davranışçı terapiler derneği (KDTD) öncü kuruluşların başını çekmektedir.

Psikodinamik Çift Terapileri

Bir kişinin partner seçimi erken dönem ‘sevilen nesneler’ ile bilinçaltı/bilinçdışı şekilde bağlantılı olabilmektedir. Çiftlerin psikodinamik terapisi, tüm insan ilişkilerinde aktarım ilişkilerinin varlığı vurgulanarak açıklanmaktadır. Erken ilişkilerin deneyimleri, daha sonraki yakın ilişkileri etkileyen güçlü potansiyeller yaratabilir.

Psikodinamik çift terapiler (PÇT), partnerlerin kişiliklerinin reddedilen veya korkulan yönlerini ve daha önce sevilen nesnelerle olan bilinçdışı bağlarının etkilerini anlayabilecekleri ‘yeterince güvenli bir ortam’ sağlamayı amaçlar.

Aktarım ilişkileri çiftin kendi içinde keşfedilebilir. Burada aktarımdan kast edilen şey; bireyin geçmişinde ilişki kurduğu önemli kişilerle ilgili güçlü duygularını mevcut ilişkiye aktarmasıdır. Böylece ilişkide alınacak kararlar ve ihtiyaçlar, daha güçlenmiş ve gelişmiş bir bilinçli farkındalık temelinde alınabilir.

Boşanma

Boşanma öncesi ve/veya sonrası danışmanlık, çiftlerin hayatlarında ortaya çıkmakta olan köklü değişikliğin kaçınılmaz biçimde sebep olacağı duygusal durumların ve düşünsel karmaşaların aşılmasında önemli bir yer tutmaktadır. Değişiklik, istenen ya da istenmeyen bir durum olması fark etmeksizin, çoğu zaman korku yaratır. Boşanma deneyimi de kişilerin devam etmekte olan hayat düzenlerinde derin etkiler yaratır.

Boşanmayı çiftlerden birinin ya da her ikisinin istemesinden bağımsız olarak her iki kişinin de hayatında kayıp ve yas süreci başlar. Sıklıkla eşlerin ailelerinin ve yakın çevrelerinin de dahil olduğu bu süreçte baş etmesi zor duyguların içinde kalan eşler, çocuk sahibi olmaları durumunda, onlar için en doğru kararları verebilmek adına danışmanlığa başvurmaktadırlar. Ancak, sadece çocukların bu süreçten etkileneceklerini varsayarak eşlerin tüm dikkatlerini onlara yönlendirmeleri, boşanma sürecinde kendi duygularının ve yardım ihtiyaçlarının inkarı olabilmektedir. Varsa çocuklar için danışmanlık almak kadar eşlerin bireysel olarak kendileri için de danışmanlık/psikoterapi almaları sürecin en sağlıklı biçimde geçirilebilmesi için oldukça önemlidir.