Üçüncü Dalga Davranışçı Terapiler
Üçüncü kuşak davranışçı teknikler, içgörü, farkındalık (mindfullness) ve kabul ile ilgili yaklaşımların baskın ve etkin olduğu bir ekoldür. İkinci kuşak davranışçı terapilerin (BDT) eleştirileri kişinin içsel deneyimlerini çalışmakla ilgili yeni yöntemlerin ortaya konmasını gerekli kılmış, dolayısıyla, üçüncü kuşakta odak içsel yaşantılara kaydırılmıştır.
Dialektik Davranışçı Terapi
İlk ortaya çıktığında intihar, kendine zarar verme eğilimleri ve davranışları gösteren kronik borderline kişilik bozukluğu tanısı olan kişilerin tedavisi için geliştirilmişti. Daha sonrasında yeme bozukluğu, madde kötüye kullanımı ve yaşlı örneklemdeki depresyon tedavilerinde de kullanılmıştır. Marsha M. Linehan tarafından geliştirilmiştir.
Dört alanda çalışmalarını yoğunlaştırır; Farkındalık: kendi içerisinde yargısız kabulü ve dikkat kontrolü içermekte. Stres toleransı: stres ve acı karşısındaki toleransının arttırılmasına odaklanma Duygu düzenleme: farkındalık ve kabul odağında duyguların yaşantılanmasına izin verme. Kişilerarası etkililik: borderline örneklemde grup terapisi ile karşılaştırıldığı seçkisiz kontrollü çalışmalarda depresyon, kaygı ve öfke kontrolü gibi psikolojik belirtiler üzerinde olumlu etkileri gösterilmiştir.
Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi
Mindfullness-based cognitive therapy olarak bilinir. Depresif ataklar arasında uygulanmak üzere bir sonraki atak için olabilecek yatkınlıklara müdahale etmek amacı ile geliştirilmiştir. Segal tarafından 2002 de geliştirilmiştir. Standardize edilmiş bir grup beceri eğitimidir “Şimdi ve burada” ilkesi çerçevesinde düşüncelere, duygulara ve beden duyumlarına merakla ve yargılamadan odaklanır. Genel bilişsel davranışçı ilkeler ile farkındalık meditasyonu bütünleştirilmektedir.
Kabul ve kararlılık terapisindeki
Acceptance and commitment therapy olarak bilinir. Temel amaç; belirtiler ve zorlayıcı düşünceler ve duygular arasındaki ilişkinin dönüştürülmesidir. Yani kişinin yeni bir yapı kazanması amaçlanmaktadır. Harris tarafından 2006 da geliştirilmiştir.
Düşünce veya duygulardan uzaklaşmak yerine asıl amacın düşünce ve duygulara daha da yaklaşma, daha da yakından bakmadır. Terapinin ana amacı belirtilerin azalması değil, asıl hedefi psikolojik esneklik oluşturulmadır.
Terapideki altı aşama
- Bilişsel defüzyon: düşüncelerin, duyguların ve olayların nasıl görüldüklerinden ziyade aslında ne olduklarının algılanmasına odaklanmaktır.
- Kabul: düşüncelere, duygulara ve olaylara müdahale etmeden oldukları gibi deneyimlenmesi, aslında bu süreç herhangi bir bariyer oluşturmadan suyun akıp yolunu bulmasına izin verme olarak görülebilmektedir
- An’a odaklanma: şimdi ve burada olup bitene odaklanma, anın içine dahil olma, şimdi ve burada olup bitenin gözlemcisi değil deneyimleyicisi olmaktır.
- Gözlemleyen kendilikten faydalanma: düşünceleri, duyguları ve olayları gözlemleyen kendiliğin bilgilerinden öz farkındalık için yararlanma.
- Kişisel değerler: ideal benliğin önemli bölümlerinin keşfi.
- Vaat edilen eylemler: kişisel değerlere göre hedefler belirleyip bunların sorumluluğunu alarak söz konusu hedeflere doğru ilerleme.
Özellikle altıncı aşamada maruz bırakma (exposure), beceri eğitimi, hedef belirleme ve bu hedeflere aşamalı ilerleme gibi davranışçı terapilerin temel tekniklerinden faydalanılmaktadır.
Bütünleştirici duygu düzenleme terapisi
İntegrative emotion regulation therapy olarak bilinir. Psikolojik belirtiler duygu düzenlemede yaşanan sıkıntılar ile ilişkilendirilmekte duygusal deneyimin anlaşılamamasına veya yetersiz düzeyde anlaşılmasına, duygulara ilişkin olumsuz tepkiler sergilenmesine ve işlevsel olmayan duygu düzenleme mekanizmalarının kullanımına vurgu yapılır. Mennin ve arkadaşları tarafından 2004 te geliştirilmiştir.
Duyguların işlevleri, bedensel duyumlar hakkında psiko-eğitimi, ardından duyguların kabulü ile ilgili uygulamalar ve olası zararı önleme ile ilgili sistemi (prevention system) yeniden yapılandırmaktır.
Terapi süreci dört ana bölüm
- Psiko-eğitimi
- Kabul ve düzenleme ile ilgili becerilerin geliştirilmesini
- Kişisel değerlerin ele alınmasını
- Süreçte üzerinde durulan becerilerin uzun vadeli olarak yansımalarına ve hastalığın veya belirtilerin tekrarlamasını (relaps) önleme çalışmalarına odaklanma
Duygu Düzenleme Terapisi
Emotion Regulation Therapy olarak bilinir. Tedavinin odağı duygulara ve duygu düzenleme üzerine yoğunlaşmıştır.
süreç dört bölümden oluşmaktadır
- Psiko-eğitim, problem çözme, duygu düzenleme ve gelecek planı
- Duygular, duyguların fizyolojik, davranışsal ve bilişsel boyutları, işlevleri ile ilgili psiko-eğitim, problem çözme becerileri, kas ve nefes gevşemesi egzersizleri, yargılamadan farkındalık, kabul ve tolerans ile birlikte şefkatli öz destek (compassionate self support), duyguları analiz etme, duyguları düzenleme, önemli duygusal durumlarla baş etme beceri uygulamaları
- Grup çalışmaları şeklinde uygulanmakta (özelllikle psiko-eğitim süreci)özellikle depresif belirtiler temelinde çalışıldığı görülmekte
- Diğer alanlar; stres çalışmaları, yeme bozuklukları, alkol kötüye kullanımı ve somatik belirtiler.