Teknolojinin yoğun kullanımı, beraberinde problemli veya patolojik tüketimi getirmektedir. Araştırmalarda internet bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı ve akıllı telefon bağımlılığına sahip bireylerin diğer davranışsal bağımlılıklar veya kimyasal bağımlılıkları olan bireylere benzer semptomlar gösterdiği vurgulanmaktadır.
Gerçek sosyal ortam etkileşimi ve kişiler arası ilişkileri kısıtlayan yoğun teknoloji kullanımı kişinin gerçek sosyal ortamlardan uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda kişi kendini sahip olduğu ilişkilerin anlamlı bir parçası olarak görememeye başlar.
İnternet bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı ve akıllı telefon bağımlılığı DSM-5’te birer bozukluk olarak sınıflandırılmamasına rağmen DSM-5 Bölüm 3’te dijital oyun bağımlılığının “internette oyun oynama bozuklukları” olarak tanılanabileceği önerilmektedir.
DSM-5’te ‘internette oyun oynama bozukluğu’ şu kriterlerle tanılanmaktadır:
- Zihin meşguliyeti (internette oyun oynamanın günlük yaşamda baskın bir hale gelmesi), tolerans (gittikçe daha fazla internette oyun oynamaya ihtiyaç duyma),
- Geri çekilme semptomları (sinirlilik, kaygı ve üzüntü),
- Süreklilik/devamlılık (oynamayı bırakma veya azaltma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması),
- Yer değiştirme (hobi ve eğlenme etkinliklerinin internette oyun oynamaya tercih edilmesi),
- Zararlarının bilinmesine rağmen aşırı kullanıma devam etme,
- Yalan söyleme (internette oyun oynama süresine ilişkin başkalarına aldatıcı bilgiler verme),
- Kaçış (internette oyun oynamanın negatif duygulanımlardan bir kaçış yolu olarak kullanılması) çatışma/kayıp (iş, eğitim veya kariyerle ilgili fırsatları kaybetme)
Tedavi
Psikolojik faktörlerin tespit edilmesi önemli olduğundan psikoterapi gereklidir. Özellikle bilişsel davranışçı terapiler fayda sağlamaktadır. Gerektiğinde eş zamanlı olarak ilaç tedavisi (psikofarmakoterapi) tedavi planında yer alabilir.