En İyi Psikiyatri Doktoru. Ruh sağlığı hizmetlerinin sunumu, modern sağlık ekosisteminin en karmaşık, çok katmanlı ve dinamik alanlarından birini teşkil etmektedir. Özellikle İstanbul gibi, demografik çeşitliliğin yüksek olduğu, sosyo-ekonomik uçurumların derinleştiği ve yaşam temposunun getirdiği kronik stres faktörlerinin bireyler üzerinde yoğun baskı oluşturduğu metropollerde, nitelikli psikiyatrik yardıma erişim hayati bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu rapor, “En İyi Psikiyatri Doktorunu Bulma” sürecini, basit bir hekim önerisi algoritmasının ötesine taşıyarak; klinik yetkinlik, biyomedikal etik, tedavi modaliteleri, sağlık ekonomisi ve hasta hakları ekseninde derinlemesine irdelemeyi amaçlamaktadır.
Raporun temel metodolojisi, kullanıcı sorgusunda belirtilen Prof. Dr. Ali Keyvan örneğini bir “vaka analizi” (case study) olarak konumlandırarak, İstanbul’daki ruh sağlığı piyasasının genel dinamiklerini, tedavi seçeneklerini ve hasta-hekim ilişkisinin ideal parametrelerini çözümlemektir. Psikiyatri, biyolojik bilimler (nörobilim, psikofarmakoloji) ile beşeri bilimlerin (psikoloji, sosyoloji, antropoloji) kesişim noktasında yer alan hibrit bir disiplindir. Bu nedenle, doğru uzmanı seçmek, sadece tıbbi bir karar değil, bireyin uzun vadeli yaşam kalitesini, sosyal işlevselliğini ve ekonomik üretkenliğini doğrudan etkileyen stratejik bir yatırımdır.
Analizimiz, Türkiye’deki mevcut yasal mevzuatı, 2024-2025 dönemi ekonomik projeksiyonlarını ve akademik literatürdeki en güncel tedavi kılavuzlarını temel alarak, hasta ve hasta yakınlarına kanıta dayalı, uygulanabilir ve kapsamlı bir yol haritası sunmayı hedeflemektedir.
1. Ruh Sağlığı Profesyonelleri Arasındaki Ontolojik ve Mesleki Ayrımlar
Ruh sağlığı hizmeti arayan bireylerin karşılaştığı ilk ve en kritik bariyer, disiplinler arası sınırların ve yetki alanlarının net bir şekilde anlaşılamamasıdır. Toplumda sıklıkla birbirinin yerine kullanılan “Psikiyatrist”, “Psikolog” ve “Psikoterapist” kavramları, aslında eğitim formasyonları, yasal yetkileri ve tedavi yaklaşımları açısından birbirinden keskin çizgilerle ayrılan farklı profesyonel kimlikleri temsil etmektedir. Bu ayrımın doğru yapılması, tedavi sürecinin etkinliği ve güvenliği açısından bir ön koşuldur.
1.1. Tıbbi Modelin Temsilcisi Olarak Psikiyatristler
Psikiyatristler, mesleki kimliklerini “hekim” sıfatı üzerine inşa eden tıp doktorlarıdır. Türkiye’deki eğitim sistemi içerisinde, bir bireyin psikiyatrist unvanını alabilmesi için öncelikle altı yıl süren zorlu bir Tıp Fakültesi eğitimini başarıyla tamamlaması gerekmektedir. Bu süreç, adaya insan anatomisi, fizyolojisi, biyokimyası ve genel patolojisi hakkında derinlemesine bir biyomedikal altyapı kazandırır. Tıp eğitiminin ardından, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) adı verilen yüksek rekabetli bir merkezi sınavda başarılı olunması ve dört yıl süren “Ruh Sağlığı ve Hastalıkları” (Psikiyatri) ana bilim dalında asistanlık eğitiminin tamamlanması şarttır.
Bu uzun ve meşakkatli eğitim süreci, psikiyatristlere ruhsal bozuklukları birer “hastalık” modeli çerçevesinde değerlendirme yetkisi verir. Depresyon, şizofreni, bipolar bozukluk veya anksiyete bozuklukları gibi tabloların, beyin kimyasındaki nörotransmitter (serotonin, dopamin, noradrenalin vb.) dengesizlikleri, nöronal ağlardaki bağlantı sorunları veya hormonal düzensizliklerle olan ilişkisini analiz ederler.
Yasal Yetki ve Reçeteleme Gücü:
Psikiyatristlerin diğer ruh sağlığı profesyonellerinden ayrıldığı en belirgin nokta, farmakolojik müdahale (ilaç tedavisi) yetkisidir. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve Sağlık Bakanlığı yönetmeliklerine göre, ruhsal durum değişikliklerini düzenleyen psikoaktif ilaçları reçete etme yetkisi münhasıran tıp doktorlarına aittir. Bir hastanın intihar riski taşıdığı, psikotik atak geçirdiği (gerçeklikten kopma) veya ağır melankolik depresyon nedeniyle yeme-içmeden kesildiği acil durumlarda, biyolojik müdahaleyi başlatacak ve yönetecek tek yetkili mercii psikiyatristtir.
1.2. Psikososyal Modelin Temsilcisi Olarak Psikologlar
Psikologlar ise, eğitimlerini üniversitelerin Fen-Edebiyat veya İnsan ve Toplum Bilimleri fakültelerine bağlı Psikoloji bölümlerinde tamamlayan lisans mezunlarıdır. Dört yıllık lisans eğitimi, insan davranışının temelleri, bilişsel süreçler, gelişim evreleri ve sosyal psikoloji üzerine teorik bir çerçeve sunar. Ancak, Türkiye’deki mevcut yasal düzenlemeler (2025 itibarıyla) uyarınca, sadece lisans mezunu olan bir “Psikolog”un klinik ortamda bağımsız olarak hasta görme yetkisi sınırlıdır. “Klinik Psikolog” unvanını alabilmek ve terapi yapabilmek için, lisans eğitiminin üzerine Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans (Master) eğitimi alınması zorunludur.
Sınırlılıklar ve Etik Çerçeve:
Bu noktada, hasta güvenliğini ilgilendiren en kritik husus şudur: Psikologların ilaç yazma, tıbbi tanı koyma veya fiziksel tedavi uygulama yetkisi kesinlikle yoktur. Doktorumol ve diğer sağlık platformlarındaki yasal uyarılarda açıkça belirtildiği üzere, psikolojik danışmanların veya psikologların reçete düzenlemesi suç teşkil eder. Psikologlar, tedavi sürecinde “konuşma kürü” olarak bilinen psikoterapi tekniklerini (Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi vb.) kullanarak, hastanın düşünce kalıplarını, duygusal tepkilerini ve davranışsal alışkanlıklarını değiştirmeyi hedeflerler.
1.3. İş Birliği ve Entegrasyon Modeli
İdeal bir ruh sağlığı hizmeti, bu iki disiplinin rekabet ettiği değil, entegre olduğu bir modeldir. “Biyopsikososyal” yaklaşım olarak adlandırılan bu modelde;
-
Biyolojik Ayak: Psikiyatrist tarafından yönetilen ilaç tedavisi ile beyin kimyasının stabilize edilmesi.
-
Psikolojik Ayak: Klinik psikolog veya terapist psikiyatrist tarafından yürütülen terapi seansları ile baş etme mekanizmalarının güçlendirilmesi.
-
Sosyal Ayak: Sosyal hizmet uzmanları ve ailenin sürece dahil edilmesi.
Prof. Dr. Ali Keyvan gibi üst düzey uzmanların profilleri incelendiğinde, bu entegrasyonun tek bir klinikte veya hatta tek bir hekimin yetkinliğinde birleşebildiği görülmektedir. Prof. Dr. Keyvan, bir tıp doktoru olarak psikofarmakoterapi (ilaç tedavisi) uygularken, aynı zamanda “Grup Analizi” ve “Psikanalitik Grup Terapisi” gibi ileri düzey psikoterapötik yöntemleri de bizzat yönetmektedir. Bu durum, hastanın hem ilaca hem de terapiye ihtiyaç duyduğu kompleks vakalarda, sürecin tek elden ve bütüncül bir bakış açısıyla yürütülmesini sağlar.
2. Psikiyatride Uzmanlık Alanları ve Yan Dallar: Doğru Adresi Bulmak
Modern psikiyatri, tek tip bir uzmanlık alanı olmaktan çıkmış ve tıbbın diğer branşlarında olduğu gibi spesifik hasta gruplarına ve patolojilere odaklanan yan dallara ayrılmıştır. Hastaların, şikayetlerinin doğasına en uygun yan dalı belirlemeleri, teşhis ve tedavi başarısını doğrudan etkilemektedir.
2.1. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
Bu disiplin, 0-18 yaş aralığındaki bireylerin ruhsal gelişimini ve psikopatolojilerini inceler. Çocuk psikiyatrisi, yetişkin psikiyatrisinin “küçük ölçekli” bir versiyonu değildir; tamamen farklı gelişimsel dinamikleri, biyolojik olgunlaşma süreçlerini ve aile sistemlerini ele alır.
-
Klinik Kapsam: Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), özgül öğrenme güçlükleri (Disleksi, Dispraksi) ve tik bozuklukları (Tourette Sendromu) bu alanın temel uğraş konularıdır.
-
Ergenlik Dinamikleri: Ergenlik dönemi, hormonal fırtınaların ve beyin gelişimindeki (özellikle prefrontal korteks) yeniden yapılanmanın zirve yaptığı bir evredir. Bu dönemde ortaya çıkan yeme bozuklukları (Anoreksiya, Bulimiya), kimlik bunalımları, kendine zarar verme davranışları ve sınav kaygısı, uzman bir yaklaşım gerektirir. Liv Hospital ve Acıbadem gibi kurumların verilerine göre, ergenlik dönemindeki duygusal dalgalanmaların yönetimi, yetişkinlikte gelişebilecek kişilik bozukluklarının önlenmesi açısından kritiktir.
-
Teknoloji ve Yeni Nesil Sorunlar: Dijital çağın getirdiği “İnternet ve Teknoloji Bağımlılığı”, siber zorbalık ve ekran maruziyetine bağlı dikkat sorunları, çocuk psikiyatrisinin yeni ve hızla büyüyen bir cephesidir.
2.2. Geriatrik Psikiyatri (Yaşlılık Psikiyatrisi)
Türkiye nüfusunun hızla yaşlanmasıyla birlikte önemi artan bu alan, 65 yaş ve üzeri bireylerin ruh sağlığına odaklanır. Yaşlılık psikiyatrisi, sadece ruhsal sorunları değil, yaşlanma fizyolojisini ve eşlik eden kronik hastalıkları da denkleme dahil etmek zorundadır.
-
Demans ve Bilişsel Yıkım: Alzheimer hastalığı, Vasküler Demans ve diğer nörobilişsel bozuklukların erken tanısı, hasta yakını eğitimi ve davranışsal sorunların (agresyon, uykusuzluk) yönetimi bu alanın merkezindedir.
-
Polifarmasi Yönetimi: Yaşlı hastalar genellikle hipertansiyon, diyabet, kalp yetmezliği gibi durumlar için çok sayıda ilaç kullanırlar. Geriatrik psikiyatristler, psikiyatrik ilaçların bu diğer ilaçlarla olası ölümcül etkileşimlerini (ilaç-ilaç etkileşimi) önlemek konusunda uzmanlaşmışlardır. Liv Hospital Geriatri Kliniği verilerine göre, tedavi hedefleri sadece semptomları gidermek değil, hastanın “Günlük Yaşam Aktivitelerini” (GYA) bağımsız sürdürebilmesini sağlamaktır.
-
Depresyon ve İzolasyon: Yaşlılıkta görülen depresyon, sıklıkla “yalancı bunama” (psödodemans) ile karışabilir. Doğru ayırıcı tanı, hastanın gereksiz yere demans ilacı kullanmasını engeller.
2.3. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi (Psikosomatik Tıp)
Genel hastanelerde yatan veya ayaktan tedavi gören, birincil tanısı fiziksel bir hastalık olan (kanser, kalp hastalığı, organ yetmezliği vb.) bireylerin ruhsal durumlarıyla ilgilenen üst ihtisas dalıdır.
-
Klinik Arayüz: Onkoloji servislerinde kemoterapi alan hastaların yaşadığı umutsuzluk, organ nakli bekleyen hastaların anksiyetesi, kardiyoloji hastalarında görülen panik ataklar veya yoğun bakım ünitelerinde gelişen deliryum (ani zihin bulanıklığı) tabloları K-L psikiyatrisinin alanıdır.
-
Mekanizma: “Liyezon” kavramı, bağlantı kurmak anlamına gelir. Bu uzmanlar, psikiyatri ile diğer tıp branşları (Dahiliye, Cerrahi) arasında bir köprü kurarak, hastalığın biyolojik seyri ile hastanın psikolojik tepkisi arasındaki döngüselliği kırarlar. Psikosomatik hastalıklar (stresin bedensel hastalık olarak dışavurumu) da bu disiplinin temel ilgi alanıdır.
2.4. Bağımlılık Psikiyatrisi
Alkol ve madde kullanım bozukluklarının yanı sıra, kumar, internet, oyun ve alışveriş bağımlılığı gibi “davranışsal bağımlılıklar” üzerine odaklanır. Bağımlılık, beynin ödül merkezini (Nucleus Accumbens) etkileyen kronik ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığı olarak kabul edilir. Tedavi süreci, detoksifikasyon (arındırma) ile başlar, ancak asıl mücadele relaps (yeniden başlama) önleme stratejileri, motivasyonel görüşmeler ve yaşam tarzı değişikliği ile devam eder.
3. Tedavi Yöntemleri ve Bilimsel Mekanizmalar
En iyi psikiyatri doktorunu seçerken, hekimin kullandığı tedavi araçlarının çeşitliliği ve bilimsel geçerliliği belirleyici bir kriterdir. Prof. Dr. Ali Keyvan’ın profilinde görüldüğü üzere, modern psikiyatri “tek tip” tedaviden uzaklaşmış, çok modüllü (multimodal) bir yapıya evrilmiştir.
3.1. Psikofarmakoterapi: Biyolojik Dengeleme
İlaç tedavisi, psikiyatrinin en güçlü ve en çok tartışılan silahıdır. Temel mekanizma, sinaptik aralıktaki nörotransmitterlerin miktarını veya reseptör duyarlılığını düzenlemektir.
-
Antidepresanlar (SSRI/SNRI): Serotonin ve noradrenalin seviyelerini artırarak depresyon ve anksiyete belirtilerini hafifletir.
-
Antipsikotikler: Dopamin reseptörlerini bloke ederek halüsinasyon ve hezeyanları kontrol altına alır.
-
Duygudurum Dengeleyiciler: Lityum gibi elementler, nöron zarının stabilitesini sağlayarak bipolar bozukluktaki manik ve depresif uçları törpüler.
Prof. Dr. Ali Keyvan’ın uzmanlık listesinde yer alan “Psikofarmakoterapi”, sadece ilaç yazmak anlamına gelmez; ilacın doğru dozda, doğru sürede kullanılması, yan etkilerin yönetilmesi ve ilacın hastanın metabolik profiline göre seçilmesini içeren sofistike bir klinik süreçtir. Özellikle dirençli vakalarda, birden fazla ilacın kombinasyonu (augmentasyon) derin bir farmakoloji bilgisi gerektirir.
3.2. Psikoterapi ve Derinlikli Yaklaşımlar: Grup Analizi Örneği
İlaçlar biyolojiyi düzenlerken, psikoterapi zihinsel yazılımı onarır. Kullanıcı sorgusunda öne çıkan Prof. Dr. Ali Keyvan, özellikle “Grup Analizi” ve “Psikanalitik Grup Terapisi” alanındaki uzmanlığı ile dikkat çekmektedir.
Grup Analizi Nedir?
Grup analizi, bireyin sorunlarının sadece içsel dünyasından değil, içinde bulunduğu sosyal matristen kaynaklandığı varsayımına dayanır. Birey, terapistin yönettiği küçük bir grup içinde (genellikle 6-8 kişi), diğer üyelerle etkileşime girer. Bu grup ortamı, bir “sosyal mikrokosmos” işlevi görür.
-
Aynalama (Mirroring): Birey, kendi sorunlarını veya davranış örüntülerini diğer grup üyelerinde görerek farkındalık kazanır.
-
Yansıtma ve Aktarım: Birey, aile üyelerine (anne, baba) yönelik duygularını grup üyelerine veya terapiste yansıtarak, bu çatışmaları “burada ve şimdi” ilkesiyle güvenli bir ortamda yeniden yaşar ve çözer.
-
Aidiyet: Yalnızlık ve izolasyon hissinin kırılması, özellikle depresyon ve sosyal anksiyete tedavisinde iyileştirici bir güçtür. İstGA (İstanbul Grup Analizi Derneği) referansı, Prof. Dr. Keyvan’ın bu alandaki kurumsal ve akademik yetkinliğini belgelemektedir.
3.3. Nöromodülasyon ve Diğer Biyolojik Tedaviler
Bazı psikiyatristler, ilaçlara dirençli vakalarda TMS (Transkraniyal Manyetik Uyarım) veya EKT (Elektrokonvülsif Terapi) gibi beyin stimülasyon tekniklerini kullanabilirler. Prof. Dr. Kemal Arıkan gibi araştırmacı hekimlerin vurguladığı üzere, beynin elektriksel aktivitesinin (EEG) haritalanması ve manyetik uyarım, geleceğin psikiyatrisinin önemli bileşenleridir. Bu yöntemler, beynin belirli bölgelerindeki nöronal aktiviteyi dışarıdan manyetik alanlarla değiştirerek iyileşme sağlar.
4. İstanbul Psikiyatri Piyasası: 2024-2025 Ekonomik Analizi ve Ücretler
Sağlık hizmeti arayışında kalite kadar belirleyici olan bir diğer faktör de maliyettir. Türkiye’deki yüksek enflasyonist ortam, özel sağlık hizmetlerinin fiyatlandırmasını doğrudan etkilemekte ve hastalar için bütçe planlamasını zorunlu kılmaktadır.
4.1. Fiyatlandırma Dinamikleri ve Segmentasyon
İstanbul’daki ruh sağlığı piyasası, hizmet sağlayıcının unvanına, kliniğin lokasyonuna ve sunulan hizmetin türüne göre keskin bir segmentasyona uğramıştır. 2024 ve 2025 projeksiyonlarına dayalı veriler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:
| Hizmet Sağlayıcı Kategorisi | Tahmini Seans Ücreti (2025) | Hizmet Kapsamı ve Özellikleri |
| Devlet / Üniversite Hastanesi | Ücretsiz / SGK Katılım Payı | Randevu bulmak zordur, muayene süreleri kısıtlıdır (5-10 dk). Uzman veya asistan hekimler bakar. |
| Özel Hastane (SGK Anlaşmalı) | 500 TL – 1.500 TL | Fark ücreti ödenir. Randevu kolaylığı vardır ancak hekim seçme özgürlüğü hastanenin kadrosuyla sınırlıdır. |
| Klinik Psikolog (Özel) | 960 TL – 1.800 TL |
Sadece terapi (ilaç yok). Armut.com verilerine göre, deneyime ve ilçeye göre (Nişantaşı vs. Beylikdüzü) %50’ye varan farklar oluşur. |
| Özel Muayenehane (Uzm. Dr.) | 2.000 TL – 4.000 TL | Ortalama bir özel psikiyatrist. Daha uzun süre (40-50 dk), kişiselleştirilmiş ilgi. |
| Akademisyen Muayenehanesi (Prof. Dr.) | 4.000 TL – 10.000 TL |
Prof. Dr. Ali Keyvan gibi üst segment. Yüksek akademik birikim, karmaşık vaka tecrübesi, spesifik terapi yöntemleri (Grup Analizi vb.) |
Analiz ve İçgörüler:
-
Makasın Açılması: Veriler, en düşük psikolog ücreti (500 TL) ile en yüksek profesör muayene ücreti (10.000 TL) arasında 20 katlık bir fark olduğunu göstermektedir. Bu durum, ruh sağlığı hizmetlerine erişimde ciddi bir ekonomik bariyer oluşturmaktadır.
-
Gig Ekonomisi ve Psikologlar: “Armut.com” gibi platformlardaki fiyat dalgalanmaları (1.200 TL – 1.800 TL bandı), psikologluk hizmetinin giderek “serbest piyasa” dinamiklerine (arz-talep, mevsimsellik) daha fazla entegre olduğunu göstermektedir. Ancak tıbbi psikiyatri hizmetleri, daha katı ve yüksek bir fiyatlandırma yapısına sahiptir.
-
Maliyetin Gerekçesi: Bir psikiyatristin özel muayenehanesindeki yüksek ücret, sadece 45 dakikalık görüşme bedeli değildir. Bu ücret, hekimin on yıllar süren eğitim yatırımını, sürekli tıp eğitimi (kongreler, süpervizyonlar) maliyetlerini, klinik işletme giderlerini (kira, sekreterya, vergi) ve en önemlisi, hastanın kriz anlarında hekime ulaşabilme (telefon/mail desteği) ayrıcalığını kapsar. İstanbul’da bir uzman doktor maaşının 97.000 TL civarında olduğu düşünüldüğünde, özel sektörün bu rakamların çok üzerine çıkarak nitelikli hekimi elinde tutmaya çalıştığı veya hekimlerin kendi kliniklerini açmaya yöneldiği görülmektedir.
4.2. Sigorta ve Geri Ödeme
Özel Sağlık Sigortaları, genellikle psikiyatri muayenelerini poliçe kapsamına alırken, “terapi” seanslarını kapsam dışı bırakma eğilimindedir. Ancak, psikiyatristin “doktor” sıfatıyla yaptığı görüşmeler “muayene” olarak faturalandırıldığı için, özel sigortası olan hastalar için psikiyatriste gitmek, psikologa gitmekten daha maliyet etkin bir çözüm olabilir (geri ödeme imkanı nedeniyle).
5. İlk Randevu Süreci: Beklentiler, Hazırlık ve Değerlendirme
Doğru hekimi seçmek kadar, ilk randevuya hazırlıklı gitmek ve bu görüşmeyi verimli geçirmek de önemlidir. İlk karşılaşma, tedavinin kaderini belirleyen “terapötik ittifak”ın temelinin atıldığı andır.
5.1. İlk Görüşmenin Anatomisi (Anamnez)
İlk psikiyatrik muayene, standart bir tıbbi viziteden çok daha detaylıdır ve genellikle 45-60 dakika sürer. Hekim, “semptom avcılığı” yapmanın ötesinde, hastanın yaşam öyküsünü bir dedektif titizliğiyle yeniden kurgular.
-
Mevcut Şikayet: Prof. Dr. Oğuz Berksun’un belirttiği gibi, hasta en son ve en can yakıcı şikayetinden başlayarak süreci anlatmalıdır. “Uyuyamıyorum”, “Hayattan zevk almıyorum”, “Sesler duyuyorum” gibi.
-
Gelişimsel Öykü: Çocukluk travmaları, aile içi ilişkiler, okul hayatı ve ergenlik dönemi sorgulanır. “Çocukluk deneyimleri ve azimlilikte duygu düzenleme becerisi” gibi faktörler, bugünkü patolojinin köklerini oluşturabilir.
-
Tıbbi ve Soygeçmiş: Ailede başka psikiyatrik hastalık var mı? (Genetik geçiş riski). Hasta hangi ilaçları kullanıyor? Fiziksel bir hastalığı var mı? (Tiroid bozuklukları depresyonu taklit edebilir).
-
İlk İzlenim ve Duygu Durumu: Hekim, hastanın konuşma hızını, göz temasını, giyim kuşamını (öz bakım) ve duygusal tepkilerini (donuk, taşkın, kaygılı) gözlemleyerek “Mental Durum Muayenesi” yapar.
5.2. Telepsikiyatri ve Dijital İlk Adım
Pandemi sonrası kalıcı hale gelen online görüşmelerde, Türkiye Psikiyatri Derneği’nin etik kılavuzlarına göre özel prosedürler uygulanır. İlk seansta, hasta ve hekimin karşılıklı olarak kimliklerini ve diplomalarını kameradan göstermeleri önerilir. Bu, sahte psikolog/doktor dolandırıcılıklarının önüne geçmek için kritik bir güvenlik protokolüdür. Ayrıca, online platformda mahremiyetin sağlanması (hastanın odada yalnız olması, kulaklık kullanımı) hekimin sorumluluğundadır.
5.3. İletişim ve Güven Testi
Hasta, ilk görüşmeden çıktığında şu sorulara “Evet” diyebilmelidir:
-
“Doktor beni gerçekten dinledi mi, yoksa sadece bilgisayara mı baktı?”
-
“Yargılanmadan, küçümsenmeden derdimi anlatabildim mi?”.
-
“Tedavi planı (ilaç veya terapi) bana mantıklı bir şekilde, olası yan etkileriyle birlikte açıklandı mı?” (Aydınlatılmış Onam).
6. Etik, Hasta Hakları ve Yasal Çerçeve
Türkiye’de psikiyatri pratiği, katı etik kurallar ve yasal düzenlemelerle çevrelenmiştir. Hasta olarak bu hakların bilincinde olmak, suistimalleri önler ve kaliteli hizmet alımını garanti eder.
6.1. Mahremiyet ve Gizlilik
Psikiyatride “sır saklama yükümlülüğü” tıbbın diğer alanlarından çok daha katıdır. Hasta ile hekim arasında konuşulanlar, yasal zorunluluk (bir suçun işleneceğine dair kesin bilgi veya intihar/cinayet riski) olmadığı sürece, mahkeme kararı olmaksızın üçüncü şahıslarla (eş, aile, işveren) paylaşılamaz. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin etik kodları, hastanın onur ve saygınlığının korunmasını, kayıtların güvenli tutulmasını emreder.
6.2. Aydınlatılmış Onam ve Tedaviyi Reddetme Hakkı
Hasta, kendisine uygulanacak tedavinin niteliğini, beklenen faydalarını, olası risklerini (ilaç yan etkileri vb.) ve varsa alternatif tedavi yöntemlerini bilme hakkına sahiptir. Hastanın, kendi bedeni ve zihni üzerinde karar verme yetkisi (özerklik) esastır. Akıl sağlığı yerinde olan her birey, önerilen tedaviyi reddetme hakkına sahiptir; ancak bu ret, hastanın veya çevresinin hayatını tehlikeye atıyorsa (örneğin akut psikoz), yasal prosedürler çerçevesinde zorunlu yatış gündeme gelebilir.
6.3. Prof. Dr. Ali Keyvan ve Dijital İtibar Yönetimi
İnternet çağında hasta haklarının bir uzantısı da doğru bilgiye erişimdir. Prof. Dr. Ali Keyvan hakkında yapılan dijital taramalarda, “Şikayetvar” gibi platformlarda isminin geçtiği, ancak içeriklerin büyük kısmının ilgisiz konular (kargo, internet sağlayıcısı vb.) veya isim benzerlikleri olduğu görülmektedir. Bu durum, hastalar için önemli bir uyarı niteliğindedir: Dijital itibar analizi yaparken veriyi filtrelemek gerekir. Her şikayet tıbbi yetkinlikle ilgili değildir. Gerçek hasta yorumları, genellikle hekimin iletişim tarzı, tedavi başarısı ve ulaşılabilirliği üzerine odaklanır. Prof. Dr. Keyvan’ın web sitesinde sunduğu detaylı özgeçmiş ve uzmanlık bilgileri, şeffaflık ilkesi gereği hastaların kararlarını bu resmi beyanlar üzerinden vermeleri gerektiğini hatırlatır.
7. Prof. Dr. Ali Keyvan: Akademik ve Klinik Profil Analizi
Kullanıcı sorgusunun merkezinde yer alan Prof. Dr. Ali Keyvan, İstanbul psikiyatri ekosisteminde “Akademisyen-Klinisyen” modelini temsil eden önemli bir figürdür.
-
Konumlandırma: Prof. Dr. unvanı, onun sadece klinik pratikle değil, bilimsel araştırma ve eğitim faaliyetleriyle de iç içe olduğunu gösterir. Bu, literatürdeki en güncel gelişmeleri takip etme ve karmaşık vakaları yönetme kapasitesi açısından bir güven unsurudur.
-
Niş Uzmanlık: “Grup Analizi” ve “İstGA” üyeliği, onu genel psikiyatristlerden ayıran en belirgin özelliktir. İstanbul gibi kalabalık ama “yalnız” insanların şehrinde, grup terapisi, bireylerin sosyal izolasyonunu kırmak için güçlü bir araçtır. Prof. Keyvan’ın bu yöntemi uygulaması, biyolojik psikiyatriye (ilaç tedavisi) sıkışıp kalmadığını, hastalarını psikosoyal bir bağlamda iyileştirmeyi hedeflediğini gösterir.
-
Erişim: İstanbul’da merkezi bir lokasyonda hizmet vermesi ve iletişim kanallarının (web sitesi, telefon) açık olması, profesyonel bir kurumsallık göstergesidir.
8. En İyi Psikiyatristi Seçme Stratejisi: Kapsamlı Kontrol Listesi (Checklist)
Aşağıdaki algoritma, İstanbul’da veya Türkiye genelinde psikiyatrist arayan bireylerin, bilgi kirliliği arasında kaybolmadan en doğru kararı vermeleri için geliştirilmiştir.
Adım 1: Temel Filtreleme (Yasal ve Mesleki)
-
Hekim mi? Diplomasında “Tıp Doktoru” ve “Psikiyatri Uzmanı” ibaresi var mı? (Psikolog ile karıştırılmamalı).
-
Kayıtlı mı? Türk Tabipleri Birliği veya Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi mi?
Adım 2: İhtiyaç Analizi ve Uzmanlık Eşleşmesi
-
Hasta Kim? Çocuk (0-18), Yetişkin (18-65) veya Yaşlı (65+)? İlgili yan dal uzmanına (Çocuk Ergen Psikiyatristi veya Geriatrist) yönelmek şarttır.
-
Sorun Ne? Eğer sorun sadece “mutsuzluk” ise psikoterapi ağırlıklı bir hekim; eğer sorun “sesler duymak, şüphecilik” ise biyolojik psikiyatri ağırlıklı bir hekim seçilmelidir.
-
Bağımlılık var mı? Alkol/Madde sorunu varsa, AMATEM deneyimi olan veya Bağımlılık Psikiyatrisi sertifikası olan uzman aranmalıdır.
Adım 3: Tedavi Felsefesi ve Yöntemler
-
Çok Yönlülük: Hekim hem ilaç hem terapi yapıyor mu? (Örn: Prof. Dr. Ali Keyvan gibi Grup Analizi ve İlaç kombinasyonu sunabiliyor mu?).
-
İlaç Yaklaşımı: “Hemen ilaç yazıp gönderen” biri mi, yoksa ilacı bir araç olarak görüp süreci takip eden biri mi?
Adım 4: Lojistik ve Finansal Sürdürülebilirlik
-
Bütçe: Muayene ücreti (Örn: 4.000+ TL) sürdürülebilir mi? Psikiyatrik tedaviler tek seferlik değildir; en az 6 ay sürecek aylık kontrolleri bütçelemek gerekir.
-
Konum: Depresif veya kaygılı bir hastanın İstanbul trafiğinde 2 saat yol gitmesi tedaviyi bırakma sebebi olabilir. Lokasyonun erişilebilirliği kritiktir.
Adım 5: “Kimya” Kontrolü (İlk Randevu Sonrası)
-
Empati: Hekim, göz teması kurdu mu ve duygusal durumumu anladığını hissettirdi mi?
-
Açıklık: Sorularıma net, tıbbi jargondan arındırılmış ve anlaşılır cevaplar verdi mi?
-
Güven: Kendimi bu kişinin yanında güvende ve mahremiyetim korunuyor hissettim mi?
Sonuç ve Gelecek Vizyonu
Ruh sağlığı hizmetlerinde “en iyi” kavramı, evrensel bir doğrudan ziyade, bireysel bir uyumu ifade eder. İstanbul gibi devasa bir sağlık pazarında, Prof. Dr. Ali Keyvan gibi akademik derinliği olan, psikanalitik yöntemleri biyolojik tedavilerle harmanlayabilen hekimler, özellikle karmaşık ve kronikleşmiş vakalar için ideal bir profil sunmaktadır.
Ancak veriler, ekonomik koşulların ve artan talebin, nitelikli hizmete erişimde zorluklar yaratabileceğini göstermektedir. Bu nedenle hastaların, tedaviye başlamadan önce detaylı bir araştırma yapmaları, haklarını bilmeleri ve tedaviyi sadece hekimin değil, kendilerinin de aktif rol aldığı bir “iyileşme projesi” olarak görmeleri gerekmektedir. Psikiyatrik yardım aramak, bir zayıflık değil, kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmek ve yaşamın kontrolünü eline almak için attığı en cesur ve rasyonel adımdır. Doğru hekim, bu yolculukta sadece bir reçete yazarı değil, güvenilir bir rehber olacaktır.

