Mazoşizmin Klinik Boyutları – Mazoşizmi normal sınırlardaki biçimleriyle evrensel olarak gören Kernberg, psikopatoloji boyutuna kaydığında nasıl bir görünüm oluştuğunu önemsemiş ve ‘Sapkınlıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık’ kitabında klinik boyutlarıyla ele almıştır. Kernberg, son yıllarda mazoşizm kavramının aşırı genişletildiğini de belirtmiş, buradan doğru kavramı sınırlarını çizmek bakımından klinik boyutlarını tartışmanın önemli olduğunu düşünmüştür. Genel sınıflandırmasını, kişilik örgütlenmesinin düzeyine dayandırmıştır.
Kernberg, Mazoşizme dair tanımlamalardan Laplance ve Pontalis’in (1973) açıklamasını tercih etmiştir. ‘Öznenin hazzı bireysel acı ve aşağılanmada bulduğu cinsel sapkınlık türü’. Öte yandan Freud’un ahlaki mazoşizm kavramını da göz önünde bulundurur. Cinsel haz içermeksizin kişinin bilinçdışı suçluluk duygusu sonucu hazzı, kendisini kurban konumunda bulmasından aldığını işaret eden ahlaki mazoşizm, Freud’un haz ilkesinin ötesinde yapıtında ölüm dürtüsünü tartışmasıyla birlikte geliştirdiği birincil mazoşizmin bir görünümü olarak karşımıza çıkar. Kernberg, Mazoşizmin geniş davranışlar yelpazesinde ortak olan temel unsurları barındırması bakımından ahlaki mazoşizm kavramını önemser.
Jacobson’ın (1964) mazoşizm hakkındaki görüşlerinden hareketle, normal üstbenlik işlevlerinin bütünleşmesi için ödenen bir bedel olarak yaşanan bilinçdışı suçluluk duygularının ufak tefek kendine zarar verici davranışlar ortaya çıkarmasının evrensel olduğunu söyleyen Kernberg, özellikle bilinçdışında ödipal zafer olarak algılana durumlarda böylesi davranışların görüldüğünü söyleyerek normal mazoşizmi örnekler. Yaşamdan olabildiğince zevk almaya karşı ketlenmeler ve kendine yönelik kısıtlamaları da örneklendirmelerine ekler. Genel depresif ruh haline kayma ile sonuçlanan gerçekçi bir özeleştiri halini de bahsettiği kendine zarar verici üstbenlik baskılarının bir yansıması olarak görür. Kısaca; üstbenlik işlevlerinin normal bütünleşmesi ahlaki mazoşizmin buraya kadar saydığımız hafif belirtileriyle bağlantılı olduğunu ifade eder.
Öte yandan, çocuk cinselliğinin sadomazoşistik yönünün de bir denge unsuru bakımından normal sınırlarda kaldığında önemli olduğunu belirten Kerberg, libidinal ve saldırgan uğraşlar arasında bir denge kurmanın çocuk cinselliğinin bu sadomazoşistik yönü sayesinde olduğunu belirtir. Ona göre sadomazoşistik hazda acı ve cinsel heyecanlanma birbirine geçer; bu nedenle acı şeklinde saldırganlığın alıcı ya da verici ucunda olmak, erotik uyarılma şeklinde aşkın alıcı ya da verici ucunda olmak anlamına gelebilir.
Mazoşizmin Klinik Boyutları: Psikanalitik Bir Değerlendirme
Yazar: Prof. Dr. Ali Keyvan, Psikiyatrist
Öz
Mazoşizm, popüler kültürde sıklıkla cinsel bir sapkınlık olarak basite indirgenen, ancak klinik pratikte çok daha derin ve katmanlı bir psikopatolojiyi ifade eden karmaşık bir fenomendir. Bu makale, mazoşizmin etiyolojisini ve klinik görünümlerini, temel olarak psikanalitik kuram çerçevesinde, tarihsel ve modern perspektifleri birleştirerek incelemeyi amaçlamaktadır. Leopold von Sacher-Masoch’un edebi metinlerinden doğan bu kavram, Sigmund Freud’un çalışmalarıyla bilimsel bir zemine oturtulmuştur. Freud’un tanımladığı erojen (birincil), kadınsı (ikincil) ve özellikle klinik açıdan en önemli olan ahlaki mazoşizm (moral masochism) türleri, semptomun sadece cinsel haz arayışından ibaret olmadığını, aynı zamanda bilinçdışı suçluluk duygularıyla ve cezalandırılma ihtiyacıyla olan derin bağını ortaya koymaktadır. Theodor Reik ve nesne ilişkileri kuramcıları gibi Freud sonrası düşünürlerin katkılarıyla, mazoşizmin “yenilgi yoluyla zafer” arayışı, travmatik bağlanma örüntülerini yeniden canlandırma ve kaotik bir dünyada kontrolü ele alma çabası olarak nasıl işlev gördüğü de ele alınacaktır. Makale, DSM-5’te tanımlanan “Cinsel Mazoşizm Bozukluğu” ile daha yaygın ancak tanısal olarak tanımdan kaldırılmış olan “Kendine Zarar Veren Kişilik Örüntüsü” arasındaki ayrıma dikkat çekerek, terapötik yaklaşımların bu derin dinamikleri anlamasının önemini vurgulamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Mazoşizm, Ahlaki Mazoşizm, Psikanaliz, Sigmund Freud, Suçluluk, Kendine Zarar Verme, Cinsel Mazoşizm Bozukluğu.

Mazoşizmin Klinik Boyutları
1. Giriş: Kavramın Kökeni ve Popüler Yanılgılar
Mazoşizm terimi, 19. yüzyıl yazarı Leopold von Sacher-Masoch’un, eserlerinde acıdan, aşağılanmadan ve teslimiyetten zevk alan karakterleri betimlemesinden doğmuştur. Ancak kavramın klinik bir antite olarak anlaşılması, Sigmund Freud’un psikanalitik teorileriyle mümkün olmuştur. Günümüzde mazoşizm denildiğinde akla ilk gelen, BDSM (Bondage/Discipline, Dominance/Submission, Sadism/Masochism) pratikleri gibi rızaya dayalı cinsel eylemler olsa da, klinik mazoşizm bu dar çerçevenin çok ötesindedir. Klinik tablo, bireyin yaşamını sabote eden, onu başarısızlıktan başarısızlığa, hayal kırıklığından hayal kırıklığına sürükleyen ve acı çekmeyi adeta bir “kader” gibi benimseyen derin bir kişilik örüntüsünü ifade eder. Bu, cinsel hazdan çok, bilinçdışı bir suçluluğun yatıştırılmasıyla ilgilidir.
2. Freud’un Kuramsal Mirası: Mazoşizmin Üç Yüzü
Freud, “Mazoşizmin Ekonomik Problemi” (1924) adlı makalesinde, haz ilkesinin ötesinde bir arayış olan bu durumu üç temel kategoriye ayırmıştır:
-
Birincil Mazoşizm (Erojen Mazoşizm): Bu, en temel ve teorik formdur. Freud, bunu yaşam içgüdüsü (Eros) ile ölüm içgüdüsünün (Thanatos) birleşmesine bağlar. Ölüm içgüdüsünün bir parçasının, dışarıya yönelip sadizme dönüşmek yerine, libido ile birleşerek içerde kalması ve acıdan haz duyma kapasitesini yaratmasıdır.
-
İkincil Mazoşizm (Freud’un terminolojisiyle “Kadınsı Mazoşizm”): Bu form, daha anlaşılır bir şekilde, dışarıya yönelik sadistik dürtülerin bastırılarak kişinin kendisine yöneltilmesidir. Birey, aktif olarak acı çektiren olmak yerine, pasif bir şekilde acı çektirilen olmayı arzular. Bu, sıklıkla cezalandıran bir ebeveyn (özellikle baba) figürüyle ilgili fantezilerle ilişkilidir. Freud’un “kadınsı” nitelemesi, o dönemin toplumsal cinsiyet anlayışını yansıtmakta olup, günümüzde geçerliliğini yitirmiştir.
-
Ahlaki Mazoşizm (Moral Masochism): Klinik açıdan en sık karşılaştığımız ve en önemli tür budur. Burada haz, doğrudan cinsel veya fiziksel acıdan değil, cezalandırılmanın ve acı çekmenin kendisinden elde edilir. Bu durumun temelinde, aşırı katı ve cezalandırıcı bir süperego (üstbenlik) tarafından üretilen yoğun ve dayanılmaz bir bilinçdışı suçluluk duygusu yatar. Birey, bu içsel suçluluk yükünden kurtulabilmek için, kader veya dış dünyadaki figürler (partner, patron vb.) aracılığıyla kendini sürekli olarak cezalandırılacak durumlara sokar. Başarıyı sabote etmek, aşağılayıcı ilişkiler seçmek, sürekli kurban rolünü benimsemek bu dinamiğin bir sonucudur. Acı çekmek, süperegonun gazabını yatıştıran bir kefarete dönüşür. Mazoşizmin Klinik Boyutları
3. Psikanalizin Ötesinde: Modern Dinamik Yaklaşımlar
Freud sonrası kuramcılar, ahlaki mazoşizmin altında yatan dinamikleri daha da zenginleştirmiştir:
-
Theodor Reik ve “Yenilgi Yoluyla Zafer”: Reik’e göre mazoşist birey, pasif bir kurban değildir. Acıya katlanarak, ahlaki bir üstünlük ve içsel bir güç sergilediğine inanır. Fantezisinde, bu acı dolu sürecin sonunda bir “zafer” ve haklı çıkma anı vardır. Acı çekerek, kendisini cezalandıran figürü utandırmayı ve kontrol etmeyi hedefler.
-
Nesne İlişkileri ve Travma: Bu yaklaşım, mazoşistik örüntülerin kökenini erken çocukluk dönemindeki travmatik bağlanma deneyimlerine dayandırır. Fiziksel veya duygusal istismarcı bir ebeveynle büyüyen çocuk için, sevgi ve acı birbirinden ayrılmaz hale gelebilir. Yetişkinlikte bu örüntüyü tekrar eden ilişkiler seçerek, çocuklukta pasif bir kurban olduğu travmatik durumu, bu sefer aktif olarak yöneten ve kontrol eden bir pozisyona geçmeye çalışır. Kötü de olsa, bilinen ve aşina olunan bir ilişki dinamiği, bilinmezliğin kaygısından daha güvenli gelebilir. Mazoşizmin Klinik Boyutları
4. Klinik Tablolar ve Tanısal Değerlendirme
-
Cinsel Mazoşizm Bozukluğu (DSM-5): Bu, bireyin cinsel olarak uyarılmak için dövülme, bağlanma, aşağılanma veya başka bir şekilde acı çekme eylemlerine dair yoğun ve tekrarlayıcı fantezilere, dürtülere veya davranışlara sahip olduğu ve bu durumun klinik olarak belirgin bir sıkıntıya veya işlevsellikte bozulmaya yol açtığı bir parafili tanısıdır. Rızaya dayalı, sıkıntı yaratmayan ve işlevselliği bozmayan BDSM pratikleri bu tanının dışındadır. Mazoşizmin Klinik Boyutları
-
Kendine Zarar Veren (Mazoşistik) Kişilik Örüntüsü: DSM’nin eski versiyonlarında yer alan ancak sonradan çıkarılan bu kişilik bozukluğu tanımı, ahlaki mazoşizmin klinik tablosunu mükemmel bir şekilde özetler: Kişinin mutluluk ve başarıyı baltalayan, kendisini sürekli kurban rolüne sokan, fedakarlığı bir erdem gibi sunarken aslında öfke ve kırgınlık biriktiren, yardımı reddeden ve kendisini hayal kırıklığına uğratacak kişi ve durumları seçme eğilimi.
5. Terapötik Yaklaşımlar
Mazoşistik örüntülerin terapisi, en zorlu süreçlerden biridir. Hasta, terapisti de sabote etmeye, tedavinin “işe yaramadığını” kanıtlayarak “yenilgi yoluyla zafer” fantezisini sürdürmeye çalışabilir. Terapinin amacı, bu bilinçdışı kalıpları ve altta yatan suçluluk duygularını bilinç düzeyine getirmektir. Hastanın, acı çekmenin kendisi için nasıl bir “işlevi” olduğunu (suçluluğu azaltmak, kontrol sağlamak, bağlanmak vb.) anlaması sağlanır. Aktarım ilişkisi içinde, hastanın terapisti cezalandırıcı bir figür olarak görme veya terapiden “ceza” bekleme eğilimleri dikkatle analiz edilir ve yorumlanır.
6. Sonuç
Mazoşizm, cinsel bir fantezinin dar sınırlarından, bireyin tüm yaşamını kapsayan bir kendini sabote etme döngüsüne uzanan geniş bir spektrumdur. Temelinde basit bir acıdan zevk alma durumu değil, dayanılmaz suçluluk duyguları, erken dönem travmatik ilişkiler ve kontrolü kaybetme korkusu gibi derin psikolojik acılarla başa çıkmak için geliştirilmiş trajik bir başa çıkma stratejisi yatar. Bu karmaşık dinamiği anlamak, hastanın kendine zarar veren bu döngüden çıkıp daha sağlıklı ve yapıcı bir yaşam kurmasına yardımcı olmanın ilk ve en önemli adımıdır. Mazoşizmin Klinik Boyutları yazımızı tamamlıyoruz.
7. Kaynakça (İleri Okuma İçin Temel Eserler)
-
Freud, S. (1924). The Economic Problem of Masochism.
-
Freud, S. (1920). Beyond the Pleasure Principle.
-
Reik, T. (1941). Masochism in Modern Man.
-
Kernberg, O. F. (1984). Severe Personality Disorders: Psychotherapeutic Strategies.
-
Mitchell, S. A., & Black, M. J. (1995). Freud and Beyond: A History of Modern Psychoanalytic Thought.
-
American Psychiatric Association. (2022). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 5th Ed., Text Revision (DSM-5-TR).