Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin kendisini veya çevresini etkileyebilecek güçlü obsesif düşünceleri veya girişimleri olan fikirlerden oluşan bir psikiyatrik bozukluktur. OKB’li kişiler genellikle obsesyon ve kompulsiyonlar arasındaki iki farklı gruba ayrılır. Obsesyonlar cinsel, kuşku, bulaşma ve kirlenme gibi düşünceleri içerirken, kompulsiyonlar sayma, kontrol, temizlik ve tekrar etme gibi davranışları içerir. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB insanların hayatlarını ciddi oranda etkileyebilir. Bu durum genellikle düşüncelerin ve davranışların günlük yaşamın sürekli bir şekilde tekrar edilmesiyle sonuçlanır. Kişi ev işlerine, çalışmaya, okumaya veya arkadaşlarıyla vakit geçirmeye yeterli zaman ayıramaz. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB tedavisi için psikoterapi ve/veya ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Psikoterapi yöntemi kişinin düşüncelerini ve davranışlarını değiştirmesini sağlamak için kullanılır. Psikoterapi, kognitif davranışçı terapi olarak sıklıkla tercih edilir. Doktor tarafından belirlenen dozu ve süresi doğru olarak belirlenen ilaçlar da bu tedavide kullanılan bir diğer yöntemdir. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB tedavisinde, kişinin semptomlarının önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması önemlidir. Tedaviye gösterilen cevap farklı olabilir ve kişinin yaşam tarzına göre özelleştirilmiş olmalıdır. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’li kişilerin tedavi olmaları ve destek almaları çok önemlidir.
Obsesyon ve Kompulsiyon Nedir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk DSM 5’te bir kaygı bozukluğu olarak tanımlanır ve kendini tekrarlayan çoğu zaman gereksiz ve yanlış anlamlara sahip anormal düşünce ve davranışların özelliklerini taşır. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB, düşünce ve davranışların sürekli bir şekilde geri döndüğü ve kişinin hayatının bazı alanlarını etkilediği bir durumdur. OKB genellikle tedavisi olmayan bir durum olarak kabul edilir ancak uygun bir tedavi alan kişilerin hayat kalitesini arttırıcı etkileri olabilir. Obsesyon ve kompulsiyon, psikiyatrik bozukluk olarak adlandırılan Obsesif Kompulsif Bozukluk olarak bilinen bir durumdur. Obsesyon, kişinin düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini tekrarlayan, rahatsız edici veya endişe verici düşünceler, imgeler ve saplantılar olarak tanımlanır. Kompulsiyon ise, bu düşünceleri ortadan kaldırmak için tekrarlanan veya tekrarlanan davranışlar için kullanılır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB
OKB’nin Türleri Nelerdir
OKB’nin çeşitli türleri vardır. Bunlar, cinsel obsesyon, kuşku obsesyonu, bulaşma obsesyonu ve kirlenme obsesyonu olarak sınıflandırılabilir. Cinsel obsesyon, kişinin tekrarlayan düşünceleri için cinsel taşıyıcılar, cinsel çekicilik veya cinsel konular hakkında korku veya endişe yaşaması olarak tanımlanır. Kuşku obsesyonu, kişinin kendisinin veya başkalarının yanlışlıklarını ya da zarar görme olasılıklarını ölçüsüzce endişe etmesi olarak tanımlanır. Bulaşma obsesyonu, kişinin bulaşıcı hastalıklar ya da mikroplar tarafından yakalanma endişesi yaşaması olarak tanımlanır. Son olarak kirlenme obsesyonu, kişinin kirlenmeyi ya da kirletmeyi kontrol edemeyeceği korkusu olarak nitelendirilir. Kompulsiyon ise, sayma kompulsiyonu, kontrol kompulsiyonu, temizlik kompulsiyonu ve tekrar etme kompulsiyonu olarak sınıflandırılır. Sayma kompulsiyonu, kişinin saymaya ya da sayısal değerleri kontrol etmeye başlaması olarak tanımlanır. Kontrol kompulsiyonu, kişinin tekrarlayan testleri ya da kontrolleri yapması olarak tanımlanır. Temizlik kompulsiyonu, kişinin kendini zorlayacak düzeyde temiz olmaya çalışması olarak tanımlanır. Tekrar etme kompulsiyonu, kişinin tekrarlayan eylemleri gerçekleştirmesidir.Obsesyon ve kompulsiyon, çoğu zaman kronik ve ağır olabilir ve kişinin yaşamını etkiler. Bu yüzden kişinin çeşitli tedavi ve destek programlarından yararlanarak bu duruma karşı mücadele etmesi önemlidir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Yaşayan Kişilerin Durum Analizi
Obsesif kompulsif bozukluk, zihinsel sağlık problemleri arasında oldukça yaygın bir durumdur. İnsanların günlük hayatlarını ciddi şekilde etkileyebilen bu bozukluk, obsesyon ve kompulsiyon adı verilen iki temel belirtiye sahiptir. Obsesyonlar, sürekli tekrarlanan ve kişinin kontrol edemediği düşünceler, fikirler veya görüntülerdir. Bu obsesyonlar kişinin zihninde sürekli bir tekrar halinde dönerler ve zamanla kaygı ve korkuyu artırırlar. Kompulsiyonlar ise obsesyonlara karşı geliştirilen zorlayıcı davranışlardır. Kişinin obsesyonlarının etkisinden kurtulmak için yaptığı bu davranışlar, genellikle mantık dışı veya gereksizdir. Kompulsiyonlar, obsesyonların kaygı verici etkilerinden kurtulmak için geçici bir rahatlama sağlasa da, zamanla kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisindeki Zorluklar
Obsesif kompulsif bozukluk, tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Tedavi, ilaçlar, bilişsel davranışçı terapi ve diğer psikolojik yöntemlerle yapılabilir. İlaç tedavisi, kişinin obsesyon ve kompulsiyonlarının kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Bilişsel davranışçı terapi, kişinin düşünceleri ve davranışları üzerinde çalışarak, obsesyon ve kompulsiyonlarla başa çıkmayı öğretir. Kişinin düzenli olarak terapi seanslarına katılması ve işbirliği sağlaması gerekmektedir. Zaman zaman terapiye devam etmek istememek şeklinde ortaya çıkan dirençlere karşı kişinin dirayetli olması ve devamlılık sağlaması şarttır. Obsesif kompulsif bozukluk, tedavi edilmediği takdirde kişinin iş ve sosyal hayatını olumsuz şekilde etkiler. Bu sebepten ötürü belirtilerin ortaya çıkması durumunda hemen bir uzmana danışılması önemlidir. Obsesif kompulsif bozukluğun tedavi edilebilir bir rahatsızlık olduğunu unutmamak gerekir. Tedaviyle birlikte kişi hayatındaki engelleri aşarak sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilir. Obsesif Kompulsif Bozukluğun Nedenleri ve Belirtileri Obsesif kompulsif bozukluğun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte bu durumun beyindeki hormonel dengesizliklerin ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra yaşanmış travmatik olaylar stres ve kaygı bozuklukları da bu bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Obsesif kompulsif bozukluğun belirtilerinin ortaya çıkması durumunda bir uzmana danışarak tedavi sürecine başlamak önemlidir. Obsesif kompulsif bozukluğun belirtileri genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. Obsesyonlar ve kompulsiyonlar zaman zaman artar ve azalabilirler. Bazı kişilerde semptomlar ciddi olabilirken diğerlerinde daha hafif düzeyde görülebilir. Obsesif kompulsif bozukluğun belirtilerinin tedavi edilmesi için birçok farklı yol vardır. Tedavi yaklaşımları belirtilerin şiddetine ve kişinin özelliklerine göre değişebilir. İlaç tedavisi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olurken bilişsel davranışçı terapi kişinin obsesyon ve kompulsiyonlarını kontrol etmeyi öğrenmesine yardımcı olur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB Tedavisi
Bilişsel Davranışçı Terapinin Obsesyon Türleri Üzerindeki Etkisi
Bilişsel davranışçı terapi, kişinin düşünceleri ve davranışları üzerinde çalışarak, obsesyon ve kompulsiyonlarla başa çıkmayı öğretir. Bu terapi yaklaşımında kişiye obsesyonlarının doğru olmadığı mantıksız olduğu ve zarar verme potansiyeli olmadığı öğretilir. Kompulsiyonların da gereksiz olduğu ve buna karşı çıkarak zamanla azaltılabileceği öğretilir. Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisi zorlu bir süreç olabilir. Tedaviyle birlikte belirtilerin azaltılması veya tamamen yok edilmesi mümkündür. Tedavi edilmemesi durumunda obsesif kompulsif bozukluk, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler ve kişide işlevsellik kaybına neden olabilir. En sık görülen obsesyon türü, kirli olma/ bulaşma korkusudur. Bu obsesyon, kişinin hastalık veya mikroplarla temas etme korkusu nedeniyle temizlik ritüellerine yönelmesine neden olabilir. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB Tedavisindeki Süreç Nasıl İşler Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB tedavisinde, bilişsel-davranışçı terapi ve farmakolojik tedaviler sıklıkla kullanılır. BDT, kişinin obsesyonlarına neden olan düşünceleri ve davranışları değiştirmeyi hedefleyen bir terapidir. Bu tedavide kişi obsesyonlarına neden olan düşünceleri tanımlar ve daha gerçekçi düşüncelerle değiştirir. Daha sonra kişi obsesyonlarına neden olan davranışları azaltır veya değiştirir. Farmakolojik tedaviler antidepresanlar gibi ilaçları içerir. Bu ilaçlar obsesyon ve kompulsiyonları azaltmaya yardımcı olabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisinde Kullanılan Diğer Yöntemler
Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde çoklu yaklaşımlar kullanılır ve her bir tedavi yöntemi farklı durumlar için en uygun yaklaşımlardır. İlk basamakta, hastaların hastalıklarının olumlu yönde değişmesini sağlamak için ilaç tedavisi uygulanır. Ayrıca, davranışsal terapi ve bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi teknikleri de kullanılabilir. Bilişsel davranışçı terapi, özellikle kişinin yaşadığı dürtüleri ve bunların nedenlerini anlamayı amaçlayan bir terapi stratejisidir. BDT, kişinin dürtülerini anlamasına ve bunlara yanıt verme biçimini değiştirmesine yardımcı olur. BDT, kişinin dürtüleri ile baş etme teknikleri geliştirmesine yardımcı olur ve kişinin özgüveninin arttırılmasını sağlar. Davranışsal terapi ise, dürtüsel davranışların yerine pozitif davranışların öğretilmesini amaçlar. DT, davranışsal koşullama kullanılarak kişinin dürtüsel davranışlarını değiştirmesine yardımcı olur. Bu terapi kişinin dürtülerine tepki verme biçimini değiştirmesi ve hayatında pozitif değişiklikler yaratmasına yardımcı olur.
Birçok kişinin hayatında çeşitli zamanlarda evham, takıntı veya kaygılar olabilir. Bunlar genelde gelip geçici durumlardır ya da kişinin gündelik hayatını, ilişkilerini, iş ve toplumsal yaşamını ileri düzeyde etkilemezler. Takıntılı düşünceler ve yarattıkları kaygı kişinin gündelik işlerini sürdürmesinde zorluk yarattığında Obsesif Kompulsif Bozukluk adı vrilen bir ruhsal rahatsızlık düşünülmelidir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB, obsesyon olarak adlandırılan takıntılı düşünce, dürtü veya imgeler ile kompulsiyon olarak adlandırılan yineleyici davranışlardan oluşan ruhsal bir hastalıktır.
Obsesif kompulsif bozuklukta içgörü üç şekilde olabilir. İç görüsü iyi olan kişi inanışlarının gerçek olmadığının farkındadır. Buna karılık iç görüsü kötü olan kişi inanışlarının ‘olasılıkla’ gerçek olduğunu düşünür. Farklı olarak, iç görüsü olmayan/sanrısal inanışları olan kişi ise inanışlarının gerçek olduğuna ‘kesin olarak’ inanmaktadır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk
Belirtiler
Pislik, kirlenme, mikrop bulaşmasından korkma, eşyalarını düzenleme, simetrik yapma, çevresine zarar vermekten korkma, yanlış yapmaktan korkma gibi sıralanabilir.
Kompulsiyonlar
Eylemsel kompulsiyonlar
Şu şekilde örneklendirilebilir: Tekrar tekrar yıkanma, sürekli ellerini yıkama, el sıkışmayı veya kapı kolunu tutmayı istememe, kapı kilidi, ocak gibi eşyaları sürekli kontrol etme.
Zihinsel kompulsiyonlar
Eşyaları belirli bir biçimde simetrik olarak düzenleme, günlük rutinleri belirli bir sıraya göre yapma, belirli cümle ve inanışları sürekli olarak tekrarlama, değerli olamayan veya işe yaramayan eşyaları toparlama, işlerini veya o anlık uğraşlarını belirli sayıda yapma şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Bulaşma obsesyonları ve temizlik kompülsiyonları
En sık görülen tipidir. Kişinin kendisine mikrop, kir, kimyasal madde, idrar veya dışkı bulaşacağına dair yoğun kaygıları vardır. Bulaş olduğunu düşündüğü durumlarda sık ve uzun süreli temizlenme ve yıkanma davranışları olur.
Kişi bulaşmayı engellemekle ilgili yoğun tedbirler alabilir. İnsanlarla el sıkışmaktan kaçınma, toplu taşıma araçlarını kullanamama, paraya, kapılara dokunamama gibi davranışlar ile buna eşlik eden günde en az 1-2 saat süren el yıkama, tuvalet ve banyoda saatlerce kalma gibi kompülsiyonlar görülür. Kişi çoğunlukla bu davranışlarını abartılı olduğunu bilir ancak bunlara engel olamaz.
Kuşku obsesyonları ve kontrol etme kompülsiyonları
Kişi sürekli bir şeyleri yapıp yapmadığından şüphe eder ve emin olmak için aşırı bir kontrol etme davranışına yönelir. Ocağı, kapıyı, ışığı açık unutmuş olacağından şüphe edip defalarca kontrol edebilir.
Dini içerikli obsesyon ve kompülsiyonlar
Kişinin aklına istemediği halde sürekli dini içerikli düşünceler gelir ve bu düşünceler çoğunlukla inancına aykırıdır. Yoğun suçluluk ve günahkarlık duyguları bunlara eşlik edebilir. Genellikle ibadet sırasında görülürler. Örneğin namaz kılarken Allahın varlığından kuşku duymak gibi.
Obsesyonlar
Cinsel içerikli obsesyonlar
Kişinin aklına rahatsız edici bir şekilde cinsel içerikli düşünceler ve hayaller gelebilir, uygun olmadığını düşündüğü yer ve zamanlarda cinsel içerikli davranışlar yapma ihtimalinden kaygı duyabilir.
Zarar verme ve saldırganlık obsesyonları
Bu Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB türünde ise kişinin çevresindekilere, aile fertlerine istemeden zarar vereceği veya saldıracağı yönünde obsesyonları olur. Kontrolünü kaybedeceği korkusuyla evdeki kesici-delici aletleri uzaklaştırma gibi önlemler alabilir.
Düzen obsesyon ve kompülsiyonları
Birey çoğunlukla eşyalarını düzenlemek için uzun zaman harcayabilir, simetri ile ilgili obsesyonlar da genellikle bu grupta görülür. Kişinin diğer işlerini yapmasını belirgin biçimde engelleyebilir.
Sayma kompülsiyonları
Kişiler yaptıkları eylemleri belli bir sayıda yapmak zorunda hissederler. Bu kurala uymazlarsa başlarına kötü bir şey geleceğini düşünürler.
Tedavi
Obsesif kompulsif bozukluğun iki ana tedavisi vardır. Bunlar psikoterapi ve ilaç tedavisidir (psikofarmakoterapi).
İlaç tedavisi, psikoterapi veya iki tedavi yönteminin birlikte kullanılması Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB semptomlarını büyük bir ölçüde azaltmaktadır.
Psikoterapi ile birlikte belirtilerin tekrarlanması engellenebilir ve uzun dönem korunması sağlanabilir. Dünyadaki neredeyse tüm ülkelerde ilk seçenek psikoterapi yöntemi Bilişsel ve davranışçı Terapidir (BDT). Son yıllarda 3.dalga bilişsel davranışçı terapi modüllerinden olan Metakognitif Terapi obsesif kompulsif bozukluğun terapisinde özgün bir yöntem olarak geliştirilmiştir.
Türk Psikiyatri Derneği (TPD) tedavi algoritmasında ilk seçene tedavi BDT veya SSRI (serotonin geri alım inhibitörleri) olarak bilinen bir grup antidepresan ilaçlardır.
Obsesif-Kompülsif Bozukluk (OKB): Zihnin Esareti ve Modern Tedaviyle Gelen Özgürlük
Yazar: Prof. Dr. Ali Keyvan, Psikiyatrist
Öz
Obsesif-Kompülsif Bozukluk (OKB), bireyin zihnine zorla giren, tekrarlayıcı ve belirgin bir sıkıntıya neden olan obsesyonlar (saplantılı düşünceler, imajlar veya dürtüler) ve bu sıkıntıyı gidermek veya korkulan bir sonucu önlemek amacıyla yapılan kompulsiyonlar (tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemler) ile karakterize, kronik seyirli bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Bu makale, OKB’nin klinik fenomenolojisini, etiyolojisindeki güncel nörobiyolojik ve bilişsel-davranışçı modelleri ve kanıta dayalı modern tedavi stratejilerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. OKB’nin temelinde, kortiko-striato-talamo-kortikal (CSTC) beyin devrelerindeki bir işlev bozukluğu ve hatalı bilişsel değerlendirme süreçlerinin (örn: düşünce-eylem kaynaşması) yattığı düşünülmektedir. Tedavi yaklaşımları başlığında, iki temel ve birbirini tamamlayan yöntem detaylandırılacaktır: Birincisi, genellikle standarttan daha yüksek dozlarda kullanılan Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI’lar) başta olmak üzere psikofarmakolojik müdahalelerdir. İkincisi ve psikoterapideki “altın standart” ise, hastanın korktuğu durumlarla yüzleşip kompulsif ritüelleri yapmaktan kaçındığı, Bilişsel-Davranışçı Terapinin bir alt türü olan Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (Exposure and Response Prevention – ERP) yöntemidir. Bu iki kanıta dayalı yöntemin birleşimi, OKB’nin yarattığı zihinsel esaretten kurtulmada ve hastaların işlevselliklerini yeniden kazanmalarında en yüksek başarı oranlarını sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Obsesif-Kompülsif Bozukluk, Obsesyon, Kompulsiyon, Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP), Bilişsel-Davranışçı Terapi, SSRI, Serotonin.
1. Giriş: Zihinsel Bir Hapishane
Klinik pratiğimizde OKB hastalarını tanımlamak için kullandığımız en güçlü metaforlardan biri “zihinsel bir hapishane”dir. Hastanın kendisi hem mahkum, hem de kendi zihninin acımasız gardiyanıdır. Dışarıdan bakıldığında mükemmeliyetçi, titiz veya aşırı dikkatli olarak tanımlanabilecek bu bireyler, iç dünyalarında mantıksız olduğunu bildikleri halde karşı koyamadıkları düşünceler ve bu düşüncelerin yarattığı dayanılmaz sıkıntıyı gidermek için yapmak zorunda kaldıkları anlamsız ritüellerin esiri olmuşlardır. OKB, gündelik endişelerden veya alışkanlıklardan temel bir noktada ayrılır: Obsesyonlar benliğe yabancıdır (ego-distonik) ve kompulsiyonlar bireyin saatlerini çalarak, sosyal ve mesleki yaşamını felç ederek ciddi bir yeti yitimine yol açar. Bu makale, bu esaretin mekanizmalarını ve modern psikiyatrinin sunduğu özgürleşme yollarını aydınlatmayı amaçlamaktadır.
2. OKB’nin Klinik Anatomisi: Obsesyonlar ve Kompulsiyonlar
OKB’yi anlamak için bu iki temel bileşeni ve aralarındaki kısır döngüyü kavramak esastır.
-
Obsesyonlar (Saplantılar): Bunlar, istem dışı bir şekilde zihne giren, tekrarlayıcı ve kalıcı düşünceler, imajlar veya dürtülerdir. Birey bunları kendi zihninin bir ürünü olarak tanır ancak onları mantıksız ve abartılı bulur. Bu düşünceleri zihninden uzaklaştırmaya çalışsa da başarılı olamaz ve bu durum yoğun bir kaygı, iğrenme veya suçluluk hissine neden olur.
-
Kompulsiyonlar (Zorlantılar): Bunlar, obsesyonun yarattığı sıkıntıyı azaltmak veya korkulan bir olayın (hastalık kapma, birine zarar verme, günah işleme) gerçekleşmesini önlemek için bireyin kendisini yapmaktan alıkoyamadığı tekrarlayıcı davranışlar (örn: el yıkama, kontrol etme) veya zihinsel eylemlerdir (örn: dua etme, sayma, kelimeleri tekrarlama). Kompulsiyon, korkulan olayla mantıksal bir bağ kurmasa bile (örn: kapıyı üç kere kilitlemenin aile üyelerini kazadan koruyacağına inanmak) yapılmak zorundadır.
OKB’nin Kısır Döngüsü: 1. Obsesyon: (“Ellerim mikroplu ve sevdiklerime hastalık bulaştıracağım.”) 2. Anksiyete/Sıkıntı: Yoğun korku ve suçluluk duygusu. 3. Kompulsiyon: Anksiyeteyi gidermek için elleri dakikalarca, belirli bir ritüelle yıkama. 4. Geçici Rahatlama: Yıkama eylemi bittiğinde anksiyete anlık olarak azalır. Bu rahatlama, kompulsif davranışın pekişmesine neden olur. 5. Geri Dönüş: Ancak beyin, tehlikenin gerçekten geçtiğini öğrenemediği için, kısa bir süre sonra obsesyon daha da güçlü bir şekilde geri döner ve döngü yeniden başlar.
3. Sık Görülen Klinik Tablolar
OKB’nin içeriği kişiden kişiye değişse de, sıkça karşılaşılan temalar şunlardır:
-
Kirlenme ve Temizlik: Mikrop, kir, kimyasal veya bedensel sıvılardan bulaşma korkusu ve buna bağlı olarak aşırı el yıkama, duş alma veya dezenfeksiyon kompulsiyonları.
-
Şüphe ve Kontrol Etme: Kapıyı, ocağı, ütüyü kilitleyip kilitlemediğinden emin olamama ve defalarca kontrol etme. Birine arabayla çarpmış olabileceğinden şüphelenip yolu tekrar tekrar kontrol etme.
-
Simetri, Düzen ve Sayma: Nesnelerin belirli bir simetri veya düzen içinde olması gerektiğine dair yoğun bir ihtiyaç. Bu sağlanmazsa kötü bir şey olacağı korkusu. Belirli sayıların uğurlu veya uğursuz olduğuna inanma ve eylemleri bu sayılara göre tekrarlama.
-
Kabul Edilemez (Tabu) Düşünceler: Dini (Allah’a küfretme), cinsel (yakınlarına veya çocuklara yönelik cinsel imajlar) veya saldırgan (birini itme, bıçaklama dürtüsü) içerikli, bireyin ahlaki değerleriyle tamamen zıt, benliğe yabancı ve dehşet verici obsesyonlar. Kompulsiyonlar genellikle zihinseldir (dua etme, “iyi” bir düşünceyle “kötü” olanı etkisizleştirme).
4. OKB’nin Etiyolojisi: Beyin, Genler ve Öğrenme
-
A. Nörobiyolojik Model: Günümüzdeki en geçerli model, Obsesif Kompulsif Bozukluk – Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’yi bir beyin devresi hastalığı olarak görmektedir. Özellikle Kortiko-Striato-Talamo-Kortikal (CSTC) yolak adı verilen ve beynin “filtreleme” ve “düşünceyi sonlandırma” işlevlerinden sorumlu olan devrede bir aşırı aktivite olduğu düşünülmektedir. Bu devredeki iletişimde Serotonin nörotransmitterinin kilit bir rol oynadığı, SSRI grubu ilaçların etkinliği ile kanıtlanmıştır. Bazı çocukluk çağı vakalarında, streptokok enfeksiyonlarının tetiklediği otoimmün bir reaksiyon olan PANDAS sendromu da etiyolojide rol oynayabilir.
-
B. Bilişsel-Davranışçı Model: Bu model, Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’nin nasıl sürdüğünü mükemmel bir şekilde açıklar. Buna göre, sorun zihne davetsiz bir düşüncenin gelmesi değil (bu herkeste olur), bireyin bu düşünceye atfettiği anlam ve yorumdur. Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’si olan bireyler, bu düşünceleri felaketleştirici bir şekilde yorumlarlar. Bu hatalı yorumlamaların başında “Düşünce-Eylem Kaynaşması” (Thought-Action Fusion) gelir: “Aklıma birine zarar verme düşüncesi geldiyse, bu neredeyse o eylemi yapmak kadar kötüdür veya bu eylemi yapma olasılığımı artırır.” Bu hatalı inanç, düşüncenin kendisini tehlikeli hale getirir ve anksiyeteyi tetikler. Kompulsiyon ise, bu “tehlikeli” düşünceyi etkisizleştirmek için öğrenilmiş bir kaçınma davranışıdır ve geçici rahatlama sağladığı için (negatif pekiştirme) devam eder.
5. Kanıta Dayalı Tedavi Yöntemleri
Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB, tedavisi en zorlu anksiyete bozukluklarından biri olmasına rağmen, doğru yöntemlerle tedaviye yanıt oranı oldukça yüksektir. Tedavi iki temel sacayağı üzerine kurulur:
A. Psikofarmakoloji: Tedavinin temelini SSRI (Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörü) grubu antidepresanlar oluşturur. Ancak, depresyon tedavisinden farklı olarak, Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’de SSRI’ların genellikle daha yüksek dozlarda ve etkilerinin görülmesi için daha uzun süre (10-12 hafta) kullanılması gerekir. Bu, klinisyen ve hasta için önemli bir sabır gerektirir. SSRI’lara yanıt alınamayan durumlarda, oldukça etkili olan trisiklik antidepresan Klomipramin veya atipik antipsikotiklerle güçlendirme (augmentasyon) tedavileri denenebilir.
B. Psikoterapinin Altın Standardı: Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP) ERP, OKB tedavisinde kanıt etkinliği en yüksek olan psikoterapi yöntemidir. Bu, BDT’nin bir alt türüdür ve Obsesif Kompulsif Bozukluk – OKB’nin kısır döngüsünü kırmaya odaklanır.
-
Maruz Bırakma (Exposure): Terapist eşliğinde, hastanın korktuğu ve kaçındığı düşünce, durum veya nesnelerle kasıtlı olarak, kademeli ve sistematik bir şekilde yüzleşmesi sağlanır. Örneğin, kirlenme obsesyonu olan bir hastadan, önce temiz bir kapı koluna, sonra “daha kirli” bir yere ve nihayetinde bir çöp kutusuna dokunması istenir.
-
Tepki Önleme (Response Prevention): Hasta, maruz kalma sırasında ortaya çıkan yoğun anksiyeteye rağmen, normalde yaptığı kompulsif davranışı (örn: el yıkama) yapmaktan bilinçli olarak kaçınır. Bu süreç, hastanın iki temel gerçeği deneyimleyerek öğrenmesini sağlar: 1) Korktuğu felaketin (örn: hastalık kapma) gerçekleşmediği. 2) Kompulsiyonu yapmasa bile, anksiyetesinin bir süre sonra kendiliğinden azaldığı (sönümlenme/alışma). ERP, beynin “bozuk alarmını” yeniden eğitir.
6. Sonuç
Obsesif-Kompülsif Bozukluk, bireyin iradesini ve mantığını esir alan, acı verici ve yorucu bir hastalıktır. Ancak doğru tanı ve kanıta dayalı, bütüncül bir tedavi ile bu esaretten kurtulmak mümkündür. İlaç tedavisi beynin biyolojik yatkınlığını düzenlerken, ERP terapisi zihnin hatalı öğrenmelerini yeniden yapılandırır. Tedavi süreci sabır ve cesaret gerektirse de, hastaların zihinlerindeki gardiyanları alt edip kendi hayatlarının kontrolünü yeniden ele almaları ve özgürleşmeleri en büyük terapötik hedefimizdir.
7. Kaynakça
-
American Psychiatric Association. (2022). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 5th Ed., Text Revision (DSM-5-TR).
-
Foa, E. B., & Kozak, M. J. (1986). Emotional processing of fear: Exposure to corrective information. Psychological Bulletin, 99(1), 20–35.
-
Salkovskis, P. M. (1985). Obsessional-compulsive problems: A cognitive-behavioural analysis. Behaviour Research and Therapy, 23(5), 571–583.
-
Schwartz, J. M. (1997). Brain Lock: Free Yourself from Obsessive-Compulsive Behavior. ReganBooks.
-
Stahl, S. M. (2021). Stahl’s Essential Psychopharmacology: Neuroscientific Basis and Practical Applications. Cambridge University Press.
-
Goodwin, G. M., & NIMH-citalopram-study-group. (2002). A randomized, placebo-controlled trial of citalopram for the treatment of obsessive-compulsive disorder. The Journal of clinical psychiatry, 63(3), 214–218.